VHS kasetlerine kayıtlı Şehnaz Tango bölümlerim var. 1998 yılında ilkokul 4. sınıfa giderken sabahçıydım. 10 yaşındaki çocukların gece 12'ye kadar bir diziyi izlemesi genel olarak aileler tarafından hoş karşılanmadığı için, Şehnaz Tango bölümleri annem tarafından kasetlere kaydedilirdi. Ertesi günü öğlen okulda çıkıp, öğle yemeği eşliğinde kaydedilmiş bölümler tarafımdan tek bir solukta izlenirdi. Abi 10 yaşındasın.. Şehnaz Tango'dan maksimum ne koyabilirsin o CAN Matematik dergilerinin doldurduğu kısımlardan artan kalan boşluklara? İlk hayranı olduğum aktris de bu hikayenin akabinde Perran Kutman olmuştur. Geri kalanlarsa aşağılarda yazılı malumunuz..
Aylar sonra yazıyorum buraya. Çünkü 14 sene sonra Şehnaz Tango niteliğinde yerli bir dizinin sezon finalini izledim dün gece. 14 sene sonra Behzat Ç ye vuruldum. VHS yerine harici diskler falan tabi bu sefer, gereksiz ayrıntılar. Evet, bahsettim önceden bu sapıklığımdan kısaca da olsa. Ama dün gece o sezon finali.. Bu sefer tek başıma izledim geçen seneki finalden farklı olarak. Ama yine ayakta izledim. Yine oturamadım, tırnaklar yine heba oldu. Gerçekçilik, oyunculuk, kurgu falan ne bileyim ben artık izlediğim şeylerde beni neyin niye bu kadar fazla etkilediğini aramaktan sıkıldım. Orada bir düzenbazlık falan bir şeyler karışıyor işte anlayamadım. Emrah Serbes abimiz, iyi ki varsın dedik, Pazar sendromu kalmadı dedik, biz neyi konuşuyorsak, nasıl muhabbet ediyorsak aynen ekrana koydun getirdin dedik, Erdal abimizi daha güzel sunamazdın dedik, bana Elvin Beşikçioğlu'nu en güzel şekilde ekranda izletme fırsatını verdin, sağol varol dedik, hangi olaya muhalefetsek haftasında topluma gösterdin bütün riskleri alarak dedik, olmadı ama... Belki de oldu gerçi, erken konuşuyorum. Ama konuşmam lazım. Büyük yazarsın, bunu da bir yerden döndürürsün diye umuyorum dün geceden beri. Ama bazen çok büyük bir yazar olmandan da korkuyorum. En güçlü karakterini edebi bir şekilde yok etmekten çekinmemenden korkuyorum. Savcım yazmaya bile çekiniyiorum şu anda. Serbes ile karşılıklı otursak 3 saat boyunca anlatabilirim neden olmaması gerektiğini. Canan Ergüder 2 sene içerisinde o kadar büyüdü ki gözümüzün önünde. Hemen ilk bölümü açıp izleyebiliyoruz artık. Farktan şüpheniz varsa ilk bölümdeki Atakule dibindeki dialogu izleyiniz. En basit nedenlerden birisi Canan Ergüder. Bir Türk izleyicisi olarak uzun soluklu Türk dizilerinde - ki bu Türk dizileri için 2 sezonu aşanlarda geçerlidir- alışkın değiliz bu kadar güçlü kayıpların verilmesine. Önümüze sunulmuş bayatlıktan gözümüzü açamadık pek. Hakikaten saçmalıyor olabilirim de yani elden gelen bir şey yok saplantı bendeki. Dizi de geç değil. Eser, sanat ne bileyim işte... Alınıyor insan, benimsiyor, bağdaştırıyor, kendi hayatından sıyrılıp o dünyada yaşarken buluyor kendini en rahat kaçış bu olduğu için.
İç dökme safhasını geçip, öz, forum yazısına geçecek olursak: SAVCIAAAAAAĞĞ!!!!! Sahneyi izledim, bağırdım, bir yerime oturdum... Reklam girdi. Son sahne, ölüp ölmediğini anlamadık, tamam dedim. Reklamdan sonra sezon finaline istinaden kaldığı yerden devam etti. Akbaba kafasını iki yana salladı. Bitti dedim güzelim dizi, işte bitti benim için. 2 sene izledik, eğlendik, üzüldük iyi oldu falan, yenisi gelir, fişman.. Sonra ayıldım. 30. bölüm bunun için miydi?
- Sen niye ağladın?
- Geçti gitti boşver.
- Cık cık cık.. Sen niye ağladın?
- Behzat, sen akıllı bir adamsın. Ama konu kadınlara gelince biraz salaklaşıyorsun galiba.
- Heaaa?
Böyle devam ettiririm ezberimden falan, sapığım genel olarak. Ne dümenler dönüyor kafamdan, ne hayaller, ne umutlar.. Türk dizisi Behzat lan, Emrah da klasiktir, olur belkim şeklinde. Canan Ergüder'i izleyemeyecek olmama mı üzüleyim, diziyi kaybettiğime mi üzüleyim, bir daha eski bölümlere bile bakamayacağıma mı üzüleyim, savcılı fragman göremeyeceğime mi üzüleyim? Heyhat...
Sayın Serbes, sana çok pis laflar hazırladım kısacası. Mümkünse dile getirmek isterim.
Canan Ergüder, Seni Kalbime Gömdüm'ün galasında kolunuzdan çekiştirip "kızım şehir dışında, onun için fotoğraf çektirebilir miyiz?" diyen kadın annem, fotoğrafı çeken de abimdi. Biz de mal gibi çalışıyorduk işte şehir dışlarında.
Saygılar.
2 Response to Savcım
Elinizdeki VHS kasetler duruyorsa lütfen bana ulaşın Lütfen
ibrahimozyurek@yahoo.com
0532 562 5870
Yıllardır size ulaşmaya çalışıyorum Neden tek kelime dahi olsa dönüş yapmıyorsunuz bana?
Yorum Gönder