
Sabah saatlerimiz yaklaşık olarak 07:00'ı gösterirken Tom Hanks çıkıverir ekranlarımıza 82. Oscar ödül töreninde en iyi filmi sunmak üzere. 10 filmin bir arada en iyi film için aday gösterildiği son yıl olan 1943 yılındaki ödülü kazanan Casablanca'dan 'Bogart and Bergman classic' olarak bahseder ve akabinde zarfı açar. The Hurt Locker dediği gibi ben bir hışımla televizyonu kapatıp, derse gitmek üzere okula yollanırım.
Oscar'ların suyu çıkalı -herkesin de farkına vardığı üzere- çok uzun zaman oldu. Böyle bir politik bilmem neler, efendime söyleyeyim bir akıl oyunları, prestij ödülü bizimkisi her ağlatan filme ödül vermeyiz havaları vb. Tamam orayı anladık zaten de şimdi bu sabah ki olayı neyle açıklarsın? Hadi tamam Avatar ve James Cameron ikilisine tavır almışsın, oldu. Popüler kültüre 'boooo' yapmışsın, o da tamam. Lakin bir dön, bir bak... The Hurt Locker '2010 yılında Oscar aldı' şeklinde tanımlanabilecek bir film mi? Hiç kafa karmaşıklığı yaratmadan bunu bir sor... Madem Avatar'ı gözden çıkarmışsın, Precious var. Artık taktik falan da değil Academy'nin yaptığı. Anlamaya çalışmayı bıraktım kendilerini...
Yani hakikaten uykusuz bilmem kaç saat derse girdiğime mi yanayım? Bullock hanımefendi sahneye çıktığında o saatte sinirlenip bağıramadığıma mı yanayım? Böyle müthiş bir gecede 'As Time Goes By' çalındığına mı yanayım? 16. kez Meryl Streep'i bu törenlere getirip aynı şekilde eli boş göndermelerine mi yanayım? Aday falan da yapmasınlar artık kendisini. Katherine Hepburn'ü geçemeyecek kimse, onu da gözümüze soktunuz uzun süre önce. Daha fazla heyecan yapmanın bir gereği yok bana kalırsa. Bullock ne ben anlamadım. Streep'in en iyi performansı olmayabilir Julia Child, lakin bu Bullock'un ödülü hak ettiği anlamına da gelmiyor sanırsam. Valla tüm adayları izlememiş olsam, kuyruğumu kıstırır otururdum da hepsini izledim artık konuşma hakkı tanıyorum kendime. Sinirlenme kudurma hakkımı da kendi kendime vermiş bulunuyorum okunulduğu üzere.
Pek sinirlendim. İki üç güzel sahneden de bahsedeyim en azından hoşuma giden. Gaddar değilim aslında o kadar. Lauren Bacall gördüm. Keyiflendim. Eskil dönemlerde hem güzel hem de 'yetenekli' genç aktrislerin olduğu gerçeğinin izleyiciler tarafından hatırlanmış olmasını dilerim. Steve Martin ve Alec Baldwin'in sunuculukları bir metinden öteye geçememiş olsa da iki sunucu da bunu seyirciye aksettirmemek için gayet çaba sarfettiler, takdir ettim. Paranormal Activity göndermesi ödül töreni skeçlerinin arasında en iyilerden biridir bugüne kadar. Jeff Bridges'e saygılarmı sunarım. Katherine ablama ise hayatta başarılar diliyorum (melodisiyle söyledim bu kısmı).
Casablanca'yla aynı makama kondu ya bu film... Daha ne diyeyim ey Akademi.
Oscar'ların suyu çıkalı -herkesin de farkına vardığı üzere- çok uzun zaman oldu. Böyle bir politik bilmem neler, efendime söyleyeyim bir akıl oyunları, prestij ödülü bizimkisi her ağlatan filme ödül vermeyiz havaları vb. Tamam orayı anladık zaten de şimdi bu sabah ki olayı neyle açıklarsın? Hadi tamam Avatar ve James Cameron ikilisine tavır almışsın, oldu. Popüler kültüre 'boooo' yapmışsın, o da tamam. Lakin bir dön, bir bak... The Hurt Locker '2010 yılında Oscar aldı' şeklinde tanımlanabilecek bir film mi? Hiç kafa karmaşıklığı yaratmadan bunu bir sor... Madem Avatar'ı gözden çıkarmışsın, Precious var. Artık taktik falan da değil Academy'nin yaptığı. Anlamaya çalışmayı bıraktım kendilerini...
Yani hakikaten uykusuz bilmem kaç saat derse girdiğime mi yanayım? Bullock hanımefendi sahneye çıktığında o saatte sinirlenip bağıramadığıma mı yanayım? Böyle müthiş bir gecede 'As Time Goes By' çalındığına mı yanayım? 16. kez Meryl Streep'i bu törenlere getirip aynı şekilde eli boş göndermelerine mi yanayım? Aday falan da yapmasınlar artık kendisini. Katherine Hepburn'ü geçemeyecek kimse, onu da gözümüze soktunuz uzun süre önce. Daha fazla heyecan yapmanın bir gereği yok bana kalırsa. Bullock ne ben anlamadım. Streep'in en iyi performansı olmayabilir Julia Child, lakin bu Bullock'un ödülü hak ettiği anlamına da gelmiyor sanırsam. Valla tüm adayları izlememiş olsam, kuyruğumu kıstırır otururdum da hepsini izledim artık konuşma hakkı tanıyorum kendime. Sinirlenme kudurma hakkımı da kendi kendime vermiş bulunuyorum okunulduğu üzere.
Pek sinirlendim. İki üç güzel sahneden de bahsedeyim en azından hoşuma giden. Gaddar değilim aslında o kadar. Lauren Bacall gördüm. Keyiflendim. Eskil dönemlerde hem güzel hem de 'yetenekli' genç aktrislerin olduğu gerçeğinin izleyiciler tarafından hatırlanmış olmasını dilerim. Steve Martin ve Alec Baldwin'in sunuculukları bir metinden öteye geçememiş olsa da iki sunucu da bunu seyirciye aksettirmemek için gayet çaba sarfettiler, takdir ettim. Paranormal Activity göndermesi ödül töreni skeçlerinin arasında en iyilerden biridir bugüne kadar. Jeff Bridges'e saygılarmı sunarım. Katherine ablama ise hayatta başarılar diliyorum (melodisiyle söyledim bu kısmı).
Casablanca'yla aynı makama kondu ya bu film... Daha ne diyeyim ey Akademi.
2 Response to Akademi ve Ödülleri
I just love this picture!
Isn't she just great?
Yorum Gönder